Bireysel tedavi yani psikoterapi, kişilerin yaşadıkları zorluklarla başa çıkmalarını öğrenmelerini hedefler. Yaşanan zorluğun türü ne olursa olsun, bu zorluk ( iş hayatı sorunları, boşanma dönemi, evlilik dönemi, cinsellikle ilgili, akademik konular vb…) kişinin gündelik hayatını planlamasını ve yaşamasını güçleştirebilir. Ana amaç kişinin hayatına belli bir düzenin ve açıklığın getirilmesidir. Zorluk ne olursa olsun deneyimli bir psikolog/ psikoterapist hayatınızın kontrolünü ele almanızı sağlayacak bir sistemli çalışmada size eşlik edebilir.
Kalbinizde çöreklenmiş ve yok olmaya direnen duygusal problemleriniz olabilir. Zamanla, bu konular, hayatınızı zorlaştıran bir çeşit duygusal tümöre dönüşebilir. Hatta konsantrasyon kaybı, isteksizlik, çaresizlik duyguları, özsaygı da azalma gibi daha bir çok etkiyi yaşıyor olabilirsiniz. Bu etkiler diğer yaşam alanlarınızı da sarsmaya başlayabilir ( ilişkiler, iş hayatı, fiziksel sağlık vb…) Ruh sağlığı uzmanları olarak yaptığımız, tüm bu etkilerin kökenlerini bulabilmek için detyalı bir araştırmaya sizle birlikte girmek ve bu etkilerle nasıl mücadele edilebileceğini, size en uygun halinin ne olacağını belirlemek. Çalıştığım danışanların bazılarının, yaşadıkları psikolojik rahatsızlıkları güçsüz ve başarısız insanlar olmalarının bir göstergesi olarak değerlendirdiklerini görüyorum. Bu zorlukları yaşıyor olmak ne kadar aciz varlıklar olduklarının dünyaya ilanı adeta. Oysa ki araştırmalar bunun tam tersini göstermekte. Daha çok deneyimlerimde tam tersine katılmakta. Karşımdaki kişinin duygusal yanı ne kadar güçlü, ilişkileri önemseyen bir kalbi, yaşama arzusu kuvvetli ve yüksek bir kavrama zekası varsa sorun yaşama olasılığı o kadar yüksek oluyor. Eğer bir insanı makineye benzetirsek (ki insan vücudu iyi tasarlanmış, organik bir makine gibidir) sistem ne kadar komplike olursa karışma olasılığı da o kadar yüksek olur.
Unutmayın, tek başına kalmak hoştur ancak “yalnız” kalmak zorunda değilsiniz.