OKB yani Obsesif Kompulsif Bozukluk, kaygı bozuklukları kategorisinde yer alır ve bir çok çeşidi vardır. Çeşitlere geçmeden önce kısaca, obsesyon ve kompulsiyon ne demek onu tanımlayalım.
Obsesyon; kişinin aklına kendi isteği dışında gelen ve onu rahatsız eden herhangi bir düşünce, imge, dürtüdür. Bir anda gelir, kişi gitsin diye uğraşsa da gitmez, ve gittikçe daha da rahatsız edici bir hal alabilir. Örneğin; Arabanın kapısını kilitledim mi? “Hadi bakalım şimdi. Yahu arkadaş ben arabayı park edeli yarım saat oldu, nerden baksan 10 km var aramızda. O kadar işim gücüm var. Sırası mı şimdi? ” desen de laf anlamaz. Geldi bir kere. Arabanın kapısı kilitli mi arkadaş!!!!
Kompulsiyon ise; kişinin aklına gelen ve rahatsız eden bu düşünce, imge veya dürtünün verdiği rahatsızlığı yok etmek için kişinin yapmak zorunda hissettiği herhangi bir davranıştır. Yukarıdaki örnek açısından bakarsak, kişinin arabaya tıpış tıpış dönmesi. Kilitli mi bakmasıdır. Bazen bir kontrol de yeterli gelmeyebilir. Arabayı kitleyip, açıp, kitleyip, açıp, kitlemek gibi veya kapının kolunu bir-ki-üç-dört-beş kez yoklamak gibi, rahatlayana kadar tekrar tekrar kompulsiyon yapılabilir.
OKB bir psikiyatrik hastalıktır. Alt çeşitlerine bakarsak,
- Kirlenme obsesyonları ( ve bol temizlik yıkanma vb.) ozoncular(veya klorakcılar)
- Kontrolcüler (şüphe obsesyonu ve kontrol, elektrik, gaz, kapı, pencere vb.)
- Düzenleyici-sıralayıcılar (çevredeki nesneler belli bir düzende sırada duracak ihtiyacı)
- Tekrarlayıcılar (belli bir işlemi tekrar tekrar yapma ihtiyacı)
- Düşünce tekrarlayıcılar (bir şeyi aklından tekrar tekrar geçirme ihtiyacı)
- Toplayıcılar – Biriktiriciler ( gereksiz nesneleri toplarlar)
NEDEN BU RAHATSIZLIĞA YAKALANIYORUZ?
Neden bu rahatsızlığa yakalandığımızın
tek bir cevabı yok bazı faktörlerin etkileşiminin sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Gelin şimdi o faktörleri inceleyelim.
Mesela klasikleşmiş çevresel mi genetik mi sorusuna yanıt arayalım. Evet, aslında genetik özelliklerin OKB yaşamaya bir yatkınlık yarattığını söyleyebiliriz. Örneğin, ebeveynlerinde OKB olan kişilerin hayatlarında bu rahatsızlığı yaşama olasılıkları yükseliyor. Ayrıca bu durum tüm psikiyatrik rahatsızlıklarda da aynı şekildedir. Yani eğer atalarınızda psikiyatrik rahatsızlığı olan varsa sizinde bunu yaşama olasılığınız artıyor (kimin yok ki?) Sanırım yeterince geriye gidersek herkesin atasında bazı rahatsızlıklar buluruz. O halde bunu şöyle daraltmakta fayda var. Yakın akrabalarda görülen rahatsızlıkların çıkma olasılığı daha yüksektir.
Rahatsızlıkların genetik geçişi fiziksel rahatsızlıklarda da olan bir durum. Haydi gelin bir senaryoya bakalım. Diyelim ki bir kişinin baba tarafında kalp rahatsızlığı var. Belli bir yaştan sonra baba tarafında akrabalar kalp krizi geçirmeye başlıyorlar. Genetik bir geçiş söz konusu gibi duruyor. O halde o kişinin de ileriki yaşlarda kalp hastalıkları yaşayabilme olasılığından bahsedebiliriz. Şimdi böyle bir durumda olan yani ailesinde kalp rahatsızlığı geçmişi olan iki farklı kişiyi ele alalım.
Birincisi, yoğun sigara kullanıyor olsun, alkol de alıyor ara ara, fast food tarzı yiyeceklere bayılıyor ve tüketiyor. İşi itibariyle pek fiziksel hareketi yok. Gündelik hayatında da spor nedir bilmez.
İkincisi ise, sağlıklı besleniyor ve spor yapıyor olsun. Bir de sigara alkol kullanmıyor.
Bu iki kişiden ileride hangisinin kalp hastalığı yaşamasını daha olası görürsünüz?
O halde genetik geçiş etken olsa da tek belirleyici değil. Yukarıdaki örnekte farkettiyseniz kişinin hayatı yaşama biçimi de büyük bir etken olabiliyor. OKB de de aynı şekilde, kişinin hayatı yaşama biçimi rahatsızlık yaşayıp yaşamamasını belirleyebiliyor. Bazı kişiler diğerlerine göre kaygılanmaya daha yatkındır. Hatta toplumda evhamlı olarak nitelendirilirler. Felaketleştiren kişilerdir. Hep en kötüsünü düşünürler. Kısaca kaygılı kişiler diyebileceğimizi bu insanların OKB yaşama olasılıkları daha yüksek olacaktır. OKB ye yatkınlığı artıran bir diğer özellik de mükemmeliyetçi olmaktır. Aslında herkes yaptığı şeyi iyi yapmak ister ancak bu istek aşırıya kaçtığında mükemmelin peşinde koşma hali ortaya çıkar ve bu bir tutum durumunu aldığında bu kişilerin hayatlarındaki stresi artırdığını görebiliriz.
Araştırmalar gösteriyor ki OKB‘si olan kişilerin bir ruh sağlığı uzmanına başvurma süresi 2 yıldan 7 yıla kadar uzayabiliyor. Bunun en büyük sebebi kendi danışanımlarından da sıkça duyduğum gibi, bu takıntıların bir rahatsızlık olduğunun düşünülmemesi. Oysa ki unutmayın ki günlük hayatınızı kısıtlamaya başlıyorsa takıntılarınızı ciddiye almalısınız. Bir sonraki yazıda OKB yi incelemeye devam edip tedavisini de konuşacağız.
Az takıntılı bol yaşantılı bir gün yaşamanız dileğiyle…