Aşk her şeye yetmez (cennet cehennem)

Hayatın en esrarlı olgularından biri de aşkın insanları nasıl olupta bir süre doruklarda uçurduktan sonra ,geride  hayal kırıklıkları, engellenmeler, kızgınlıklar, küskünlükler bulutu bırakarak insanı yerlerde süründürdüğüdür.

İlişkide Değişim

Çiftler nasıl olupda hayallerden hayal kırıklıklarına, mutluluktan mutsuzluğun derin kuyularına düşebiliyorlar? Örneğin başlarda her konuda anlaşabilirken şimdi hiç bir konuda anlaşamayanlar, ilk başlarda çok eğlenirken şimdi sıkıldıkları ve birlikte zaman geçirmedikleri bir ilişkiyi yaşayanlar, tek ortak paylaşımları kavga etmek olanlar veya sessizce çocuklarına kendini adayanlar… Bu nasıl oluyor?

Bu yazı dizisinin ilk bölümünde bahsi geçen Aslı ve Ozan da artık birlikte yaşayamadıklarından şikayet eden bir çift. İkisi de neden sürekli kavga ettiklerini anlayamıyorlar oysaki ikisi de işlerinde gayet başarılı ve sosyal çevrelerinde sevilen kişiler. Peki buyrun inceleyelim;

Zamanın etkisi

Genelde ciddi bir tavrı olan ve yalnız takılmaktan hoşlanan Ozan, Aslı’nın özgür ve uçarı hallerinden etkilenmişti. Rahatlığı ve içtenliği hoşuna giderken, genel olarak neşeli halleri, kendi aşırı ciddiliği için ilaç gibiydi. Aslı’nın şakacılığı, fevriliği ve neşesi, Ozan’ın o sıralarda iş yerinde taşıdığı yoğun yükü hafifletiyor ve bu neşe depresif halini törpülüyordu. Birlikte çok gülüyor, bir çok konuyu tartışıyor ve beraber olmaktan mutlu oluyorlardı… Bir zaman makinemiz olsa ve o zamana dönsek Ozan’ın gözünde Aslı şöyleydi; “O harika biri! Yaptığı ve söylediği her şey harika. Benim için hayatı gerçekten anlamlı kılan biri.” Bir kaç yıl geçti ve şimdi Ozan’a sorduğumda Aslı yı değerlendirmesi; “Başbelası! Cahilin teki. Sorumsuz. Hiçbir şeyi ciddiye almıyor. Yüzünde sahte bir gülümsemeyle dolaşan sığ biri. Ona güvenilmez…”

Dengesiz erkekler dediğinizi duyar gibiyim. Peki Aslı farklı bir durumda mı? Hayır. Aslı da Ozanı; karamsar, eleştiren, bilerek canını yakmaya çalışan biri olarak görmeye başlamıştı.

Değişen şey

Oysa ki ikisinin de kişiliklerinde ve tutumlarında ilişkinin başından bu yana ciddi bir değişiklikleri olmadığını, benzer davrandıklarını kabul ediyorlardı. Yani ikisi de değişmemişti. Bazen ilişkilerde bu olur. Karşı tarafın değişik huyları alışkanlıkları çıkıverir ortaya. Burada söz konusu olan şey bu değil…Sanki ikisi de zaman içinde bir şekilde, birbirlerini değerlendirdikleri mercekleri değiştirmiştirlerdi. Örneğin çok sevilen ciddiyet özelliği “değişmez karamsarlık”, rahatlık “hafiflik” şakacılık “cahillik” değişkenlik “sorumsuzluk” gibi öfke uyandıran bir şekilde yorumlanır olmuştu! Burası önemli bir dönüm noktası; bakış açısındaki değişiklik duygulardaki değişikliği de beraberinde getirir. Birbirlerini ilişkinin başlarında idealize etmişlerdi ve şimdi bu uç değerlendirme diğer uca kaymaktaydı, küçümseme, küçültme. Ve artık bu süreçle birlikte birbirlerini hayatın anlamı olarak değil, başbelası olarak görüyorlardı. Böylece döngü daha net bir hale geliyor değil mi? Aşk ilk başta yüceltebilirken sonra yerin dibine geçirebiliyor.

Anlamlar

Aslı ve Ozan’ ın durumu eşlerin birbirlerine yönelik düşüncelerinin yaşadıkları duyguları nasıl biçimlendirdiğine ilişkin güzel bir örnektir. Birbirlerini olumlu olarak algıladıklarında yaşadıkları duygu aşk iken, değersizleştirdiklerinde yaşadıkları duygu kızgınlıktı. İnsanları etkileyen olaylar değil, o olaylara verdikleri anlamlardır. (ayrıntılı bilgi için bkz.) Aslı ve Ozan’ ın yaşadıkları ender rastlanan bir durum değil. Kuşkusuz birbirlerine karşı yüksek düzeyde saygı ve hayranlık besleyen ve de sorun yaşamayan çiftlerde vardır. Biz ilişkideki çatlağı nelerin tamir edeceğini görebilmeliyiz.

Her tamiratta olduğu gibi işe en başından başlamalıyız. İlk adımdan. Yani, çatlak nasıl oluştu ilk önce onu anlayarak….

Yorum yapın

LaTahzen Psikolojik Danışmanlık

Büyükesat Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi 45/7 Ankara - LaTahzen Psikolojik Danışmanlık