Psikolojik yüklerimizi yeni nesile aktardığımızı konuşmuştuk hatırlıyor musun? Şimdi sıra bunun nasıl olduğunu ayrıntılandırmaya geldi. Haydi başlayalım.
Yüklerimizi canlı tutuyoruz
Başlamadan önce eğer hafızanı tazelemek istersen ilk yazıya buradan ulaşabilirsin. Psikolojik yüklerimizi nasıl canlı tutuyoruz dersin? Onları taşıyarak tabiki. Musa aleyhisselam’a israiloğulları gelip “Rabbin uyur mu ey Musa?” dediler. “Siz nasıl milletsiniz hiç Allah celle celaluhu uyur mu haşa!” dedi, sen yine de bir sor dediler. Musa aleyhisselam ” Ya Rabbi cahillikten sana sığınırım, bunlar böyle bir şey sordu, ne buyurursun diyerek Allah’a yöneldi.
Allah azze ve celle buyurdu; İki eline cam şişe(sürahi) al ve tutmaya başla! Ne kadar Ya Rabbi? Süresiz… Musa aleyhisselam başladı tutmaya. Bir saat iki saat derken artık gece sabaha yanaştı, bir uyku geldi…beşeriyet tabii… Uyumayayım kırmayayım derken bir süre sonra uyku ağır bastı, şişelerde düştü ve kırıldı. O zaman Allah celle celaluhu buyurdu ki, eğer BEN uyusaydım yerler gökler böyle birbirine girer kırılırdı, Gökleri yerleri kudretimle ben tutuyorum ey Musa!
Bu kıssa da altını çizmek istediğim nokta bir şeyi taşıdıkça ağır gelmesi ve zorlaması. Biz insanlarda yük olarak kötü anılarımızı/yaşantılarımızı sürekli taşıma halindeyiz ve zamanla onlar ağırlaşmaya başlıyor. Çünkü bizler taşımaktan yoruluyoruz ve yıpranıyoruz. Ancak çoğu kişi bu yük ile ne yapacağını, nasıl bırakabileceğini de bilmiyor.
Yük nasıl taşınır?
Anılarımızda bunu canlı tutarak taşınır. Gece yatağa yattığımızda canımızı sıkan anılar, olaylar aklınıza geliyor mu? Olayın üzerinden belki yıllar geçti ama hala hatırlayınca o günkü gibi ızdırap veriyor mu?
Yıllar içerisinde yaptığım evlilik terapilerinde görüyorum ki gelinler kayınvalidelerinden şikayetçi. (hepsi olmasa da bir kısmı) Bu annelerde zamanında kendi kayınvalidelerinden çekmiş insanlar aslında. Ve bu çekmişlik bir üzüntü,gözyaşı,öfke,hırs gibi duygu yükleri oluşturmuş. Peki bu duygu yükünü ne yapmışlar. Oğullarıyla evlenen hanımlara aktarmışlar! Yaptığını beğenmemiş,şikayet etmiş,kötü davranmış derken gelini de kendinden soğutmuş vb. Tam da söylediğim şey farkettin mi? Kendisinde ki travmayı başka bir insana da böylece aktarmış oluyor ve bu duygu yüklerinin belki uzun bir süre, ard arda gelen jenerasyonlar boyunca devam etmesine vesile oluyor. Belki bunu o insana söylesek ” Ah oğlum biz neler çektik bir bilsen!” diyecek ama bu bir bahane değil.
Tabii bu sadece bir örnekti bunun dışında Alkolik babasından yaşadıklarını kendi çocuklarına yaşatan, küçükken dayak yiyerek büyüyen ve şimdi büyümüşken o etrafındakileri döven, eşi tarafından aldatılmış ve artık aldatan vb… Yani kısaca yaşadığını yaşatan bir hale gelen insanlar yüklerini taşımakla kalmıyor aktarıyor.
Yükleri bırakmak
Yükleri bırakmak gerek. Nasıl yapılacağının cevabı önce yüklerimizi farketmekle başlar. Üzerinden uzun zaman geçse de içimizi sızlatan şeyler bizde iz bırakmış demektir. Nasıl ki bir yere darbe vursak orada bir iz bırakıyor, bunun psikolojik yansıması da ruhen bir zedelenme diyebiliriz. Böyle durumlar hemen herkeste bulunabilir. Onları farketmek ilk adımdır. Gözlerinizi kapatıp düşünün, sizi bu hayatta neler yaralamış veya hangi ilişkiler yıpratmış olabilir ?Az çok gözünüzde canlanacaktır. Onları taşımaya devam ettikçe kendiniz de çevreniz de zarar görecektir. Bırakmaya istekli olun. Bunun yolunu konuşacağız. Sizden isteğim bir sonraki yazıya kadar hayatınızda üç tane bu tanıma uyan olayı/ilişkiyi not almak olacak.
Bir sonraki yazıda bunları nasıl bırakabiliriz veya hafifletebiliriz onu konuşuyor olacağız inşaAllah. Şimdilik hoşçakalın.